31 Ekim 2010 Pazar

1979'dan 2009'a dünyada yaşanan önemli gelişmeler

1979'dan 2009'a dünyada yaşanan önemli gelişmeler

Afganistan’ın işgali, İran-Irak Savaşı, komünizmin yıkılması, Halley kuyruklu yıldızının geçişi, 11 Eylül saldırıları, internetin keşfi, Katrina kasırgası, Darwinizm’in yıkılışı, küresel ekonomik kriz ve son 30 yılda gerçekleşen daha birçok büyük olay...
İlk bakışta birbiriyle bağlantısız gibi gözüken bu gelişmeler, aslında yaklaşmakta olan müjdeli bir dönemin alametlerinden yalnızca birkaçıdır.
Bu önemli gelişmeleri kronojik bir sıra ile düzenlediğimiz yazımızı okuduğunuzda, Peygamberimiz (sav)’in müjdesinin ne kadar yaklaşmış olduğunu bir kez daha anlayacaksınız.
Peygamberimiz (sav), hadislerinde ahir zamanın alametlerini Allah’ın izniyle son derece detaylı bir biçimde anlatmıştır. Bu hadislerde bildirilen alametlerden biri de, “ahir zamanda insanları hayrete düşürecek çok büyük olayların meydana gelecek olması”dır. Özellikle son 30 yıldır dünyada yaşanan olaylar dikkatli bir biçimde analiz edildiğinde, Peygamber Efendimiz (sav)’in 1400 yıl önce aktardığı bu ahir zaman alametinin de gerçekleştiği görülmektedir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Beklenmedik siyasi gelişmeler yaşanması, ekonomik dengelerde yaşanan tarihi değişim, tebliğ faaliyetlerinin dünya çapında yapılması ve büyük etki uyandırması, ahir zaman alametlerinin teker teker gerçekleşmesi, teknolojinin hızla gelişmesi ve olağanüstü doğa olaylarının yaşanması bu 30 yıllık zaman dilimi içinde gerçekleşen önemli olaylardan birkaçıdır.
Peygamber Efendimiz (sav) Hz. Mehdi’nin ortaya çıkacağı dönemde gerçekleşecek olan bu alameti, hadislerinde şöyle bildirmektedir:
“Onun zamanında büyük hadiseler vuku bulacak.” (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)
“Onun zamanında nice hayret veren haller zuhur edecektir.” (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)
“Onun zuhur mebdeleri ve mukaddimeleri (çıkış alametleri) Resulullah Efendimiz (sav)’in irhasatına* benzer.” (Mektubat-ı Rabbani, 2/258)
* İrhasat: Hz. Muhammed (sav)'in peygamberliğinden evvel meydana gelen olağanüstü hallerdir ki (Doğduğu gece yeni bir yıldız doğmuş, ateşe tapan (Allah’ı tenzih ederiz.) İran Padişahlarının sarayının 14 burcu yıkılmış, İran'da 1000 yıldır yanmakta olan Mecusi ateşi sönmüş, Semavi Vadisi sel suları altında kalmış, Save Gölü kurumuştu.), bunlar peygamberliğine delil teşkil eden olaylardandır.
Hicri 14. yüzyıl başından (1979-1980) itibaren Peygamber Efendimiz (sav)’in bu hadislerinde dikkat çektiği şekilde dünya tarihinde daha önce yaşanmamış birçok olaya şahit olunmuştur. İşte dünya tarihinin son 30 yılında meydana gelen önemli olaylar...
1979
Afganistan Rusya Tarafından İşgal Edildi
“Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen     insanlar vardır. Onlar ahir zaman Hz. Mehdi'sinin yardımcılarıdır.” (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)
Hadiste Afganistan'ın ahir zamanda işgal edileceğine işaret vardır. Gerçekten de Rusların Afganistan'ı işgali olan 1979 yılı Hicri 1400 yılına, diğer bir ifadeyle Hicri 14. yüzyılın başlangıcına denk gelmektedir. Ayrıca bu rivayette Afganistan'ın maddi zenginliklerine dikkat çekilmektedir. Bugün Afganistan'da çeşitli sebeplerle işletilmeye açılmamış büyük petrol yatakları, demir havzaları ve kömür madenleri tespit edilmiştir.
Dördüncü Sulh (Arap-İsrail Barışı) Gerçekleşti
“Sizinle insanlar (bir nüshada Rumlar deniyor) arasında dört sulh olacak, dördüncü sulh, Heraklius ehlinden bir adam vasıtası ile olur ve bu yedi sene devam eder..." (Kıyamet Alametleri, Osman Çataklı, 299/8)
Bu alamete göre Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasında 4. kez bir barış anlaşması yapılacak, bu anlaşma 7 yıl sürecektir. İslam aleminden birçok kimsenin kanaati, hadiste geçen "4. Sulh"un, 1979'da ABD-İsrail ve Mısır arasında Amerika'da Camp David'de yapılan anlaşma olduğudur. (En doğrusunu Allah bilir.)
Kabe’de Kan Akıtıldı
“Onun çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler... Hep birlikte Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak.” (Kıyamet Alametleri, s. 168-169)
Hadislerde "onun çıkacağı yıl" cümlesi kullanılarak, Hz. Mehdi'nin çıkış tarihinde Hac sırasında meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yılında, Hac sırasında gerçekleşen Kabe baskınında aynen böyle bir katliam yaşanmıştır. Çok ilginçtir ki bu kanlı Kabe baskını da ahir zamanın başlangıcının ve Hz. Mehdi'nin çıkışının diğer alametlerinin gerçekleştiği dönemin tam başında yani Hicri 1400 yılının ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kasım 1979) tarihinde meydana gelmiştir.
Yine hadis-i şerifte kanların akacağından bahsedilerek öldürme olayına dikkat çekilmiştir. Baskın sırasında Suudi askerleri ile saldırgan militanlar arasında meydana gelen çarpışmada 30 kişinin öldürülmesi, bu rivayetin kalan kısmını da doğrulamıştır.
1980
İran-Irak Savaşı Başladı
“Şevval ayında ayaklanma Zilkade'de harb   konuşmaları, Zilhicce'de ise harb vaki olacak.”      (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166)
Hadiste belirtilen Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları İran-Irak savaşının gelişim aşamalarıyla aynı tarihlere denk gelmektedir: İran Şahı'na karşı olan ilk ayaklanma, bilindiği gibi, hadiste belirtilen 5 Şevval 1398 (8 Eylül 1976)'de olmuştur. Hicri 1400 Zilhicce (1980 Ekim) ayında İran-Irak arasındaki savaş tam anlamıyla başlamıştır.
Yılın başlarında ilk AIDS vakaları tespit edildi. Şu ana kadar on binlerce kişinin ölümüne sebep olan bu hastalığa "Çağın Vebası" ismi verildi.
1981
Ramazan Ayında Güneş ve Ay Tutulmaları Gerçekleşti (1981-1982)
“Hz. Mehdi için 2 alamet vardır ki... Bunun birincisi, Ramazan'ın birinci gecesi Ay'ın; ikincisi de, Ramazan'ın ortasında Güneş'in tutulmasıdır.” (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47)
“... Güneş'in oruç ayının ortasında, Ay'ın ise sonunda tutulması...” (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37)
“Ramazan'da iki defa tutulma olacaktır...” (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49-53)
Hadislerde dikkati çeken en önemli nokta Ramazan Ayı'nda hem Güneş hem de Ay tutulmasının gerçekleşmesidir. Bir ay içinde "Ay"ın ve "Güneş"in iki kere tutulması gerçekte çok düşük bir ihtimaldir. Bu, belli döneme denk gelmesi olasılığı açısından normal şartlarda gerçekleşmeyecek bir durumdur.
Eğer bu hadislerde tarif edilen olaylar dikkatle incelenirse, rivayetler arasında çeşitli farklılıklar olduğu göze çarpar. Böyle bir durumda yapılacak en doğru şey, aynı olaya bakan farklı rivayetlerin ittifak ettikleri ortak yönleri tespit etmek olacaktır. Buna göre, hadis rivayetlerinin toplamından çıkan ortak sonuçlar şunlardır:
1. Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları olacaktır.
2. Bu tutulmalar ortalama 14-15 gün arayla olacaktır.
3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacaktır.
Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında (Hicri-1401'de) Ramazan Ayı'nın 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine "ikinci olarak", 1982 yılında (Hicri-1402'de) Ramazan Ayının 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.
Bu olayların Hz. Mehdi'nin diğer çıkış alametleriyle aynı dönemde meydana gelmesi ve Hicri 14. yüzyıl başlarında, üst üste iki yıl (1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanması rivayetlerin işaretinin bu olaylar olabileceğini kuvvetlendirmektedir.
Mısır Meliği Öldürüldü
“Ondan önce Şam ve Mısır melikleri   öldürülecektir...” (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)
Mısır'ın yakın tarihi incelendiğinde hadiste de belirtildiği gibi, bir "meliğin" öldürüldüğü görülmektedir: 1970 yılında Mısır'ın başına geçen ve 11 yıl iktidarda kalan Enver Sedat.
Enver Sedat 1981 yılında bir resmi geçit sırasında muhalifleri tarafından düzenlenen bir suikast sonucunda hayatını yitirmiştir.
1986
Kuyruklu Yıldız Doğdu
“Hz. Mehdi'nin çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır.” (Kıyamet Alametleri, s. 200)
“O gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir.” (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
“O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır.” (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)
Hadislerde belirtildiği gibi:
1986 yılında (Hicri 1406'da) yani 14. yüzyıl başlarında "Halley" kuyruklu yıldızı Dünyamızın yakınından geçmiştir. Bu kuyruklu yıldız parlak, ışıklı bir yıldızdır.
Hareket yönü doğudan batıya doğrudur.
1981 ve 1982 (1401-1402) yıllarında meydana gelen Ay ve Güneş tutulmaları olayından sonra ortaya çıkmıştır.
Bu yıldızın doğuşunun da diğer alametler ile aynı zamanda meydana gelmesi, Halley kuyruklu yıldızının hadiste işaret edilen yıldız olduğunu doğrular niteliktedir.
26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobil Nükleer Santralında şimdiye kadar görülen en büyük nükleer kaza meydana geldi. Birçok Avrupa ülkesi yayılan radyasyondan etkilendi.
1989
Soğuk Savaşın sembolü olan Berlin Duvarı inşasından tam 28 yıl sonra yıkıldı.
1990
Sovyetler Birliği yıkıldı ve Gorbaçov'la birlikte Bağımsız Devletler ortaya çıktı.
İnternet İlk Kez Genel Kullanıma Açıldı
1969 yılında ilk iletişim ağı olan ARPANET’in kurulmasının ardından, internetin ilk kullanıcıları üniversitelerdeki akademisyenler oldu. İnternetin genel kullanıcıya açılması ise 1990 yılını buldu. Bu ağ sayesinde, bilgiler paylaşılabilir, programlar ortak kullanılabilir hale geldi.
Günümüzde ise internet yoluyla dünyanın bir ucundan diğer ucuna, saniyelerle ölçülen sürelerle bilgi gönderilebilmektedir. Hatta internet sadece yazıların değil, kitapların, resimlerin veya filmlerin de çok kısa sürede kilometrelerce uzaklıktaki başka bir yerden okunmasını veya izlenmesini mümkün kılmaktadır. Kuran ahlakı konusunda bilgi sahibi olmayan milyonlarca insan, iman etmelerine vesile olacak bilgilere internetle hızlı, kolay ve zahmetsizce erişebilme imkanına kavuşmuştur.
1991
Irak'ın Kuveyt'i işgali sonrasında, 1990 yılından beri hareketli olan bölgede Birinci Körfez Savaşı başlamış oldu. Kuveyt'e ait petrol kuyularının ateşe verilmesi sonucunda Kuveyt ve Basra Körfezi'ni çok büyük bir ateş sardı.
Bangladeş'te meydana gelen sellerin sonrasında 120.000'in üstünde kişi öldü, milyonlarca kişi evsiz kaldı.
1993
Avrupa'nın ortasında bulunan Bosna ve Kosova'daki katliamda yüz binlerce Müslüman öldürüldü ve yüzbinlercesi yurtlarından çıkarıldı.
1997
Hale-Bopp kuyruklu yıldızı, saatte 160 km hızla Dünya'nın 195 milyon km yakınından geçti.
1999
Merkez üssü İzmit olan 7,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 45 saniye süren deprem sonucunda 17 bin 800’den fazla kişi yaşamını yitirdi.
Asrın son güneş tutulması yaşandı.
2001
Tozlu Dumanlı Bir Fitne
“Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek...” (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
11 Eylül’de Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a düzenlenen terör saldırısı sonucunda 3 bin kişi hayatını kaybetmişti. Bu hadiste, Hz. Mehdi'nin çıkışından önce, tozlu ve dumanlı, karanlık bir fitnenin görüleceğinden söz edilmektedir. Fitne, "insanın akıl ve kalbini doğrudan doğruya hak ve hakikatten saptıracak şey, savaş, azdırma, karışıklık, ihtilaf, kavga" gibi anlamlara gelen bir kelimedir. Hadiste bu fitnenin ardında toz ve duman bırakacağı belirtilir. Ayrıca bu fitnenin "karanlık" olarak nitelendirilmesi, nereden geldiği belli olmayan, umulmadık bir olay olduğuna işaret kabul edilebilir. Bu açılardan bakıldığında söz konusu hadisin, 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin New York ve Washington şehirlerinde meydana gelen, dünya tarihinin en büyük terör olayı olarak nitelendirilen bu saldırıya işaret etmesi muhtemeldir. Televizyon ekranlarında ve gazetelerde de şahit olunduğu gibi, bu iki büyük terör olayının ardından büyük bir toz bulutu ve duman çevreyi sarıp kuşatmıştır. Patlamalar sonucunda çöken binalar ise, daha büyük bir toz bulutunun oluşmasına neden olmuş, hatta çevredeki insanların üzerleri tamamen bu tozla kaplanmıştır. Bu olay, hadiste haber verilen ve Hz. Mehdi'nin çıkışının bir alameti olarak bildirilen "tozlu dumanlı, karanlık fitne" olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.)
Hindistan’da 7.9 şiddetinde deprem meydana geldi, can kaybı 30 bine ulaştı.
Dünyanın pek çok yerinde kuraklık alarmı verildi.
2003
Amerika-Irak Savaşı Başladı... Bağdat Alevler Altında Kaldı...
“Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir...” (Risalet-ül Huruc-ül Hz. Mehdi, Cilt 3, sf. 177)
2003 Irak Savaşı'nda, savaşın ilk gününden itibaren Bağdat, en yoğun bombardımana tutulan şehirlerden biri oldu. Ağır bombardıman, geceleri Bağdat'ın tıpkı hadiste haber verildiği gibi alev alev yanmasına neden oldu. Bağdat'ın gazete ve televizyon haberlerine yansıyan görüntüleri, yukarıdaki hadiste dikkat çekilen "alevlerle yok edilir" açıklaması ile tam olarak mutabıktır.
2003
Irak Ordusu Kayboldu
“Hz. Mehdi'nin beş alameti bulunur. Bunlar Süfyani, Yemani, semadan bir sayha (çağrı, nara), Beyda'da bir ordunun batışı ve günahsız insanların öldürülmesidir.” (Naim Bin Hammad)
“...Kendisine bir ordu gönderilecek. Bunlar yerin bir çölünde iken yere batırılacaklardır.” (Müslim'den; Geleceğin Tarihi 4, s.31)
2003 yılında gerçekleşen Irak Savaşı sırasında Irak ordusunun büyük bir kısmının neredeyse birdenbire ortadan yok olması savaşın en dikkat çekici olaylarından biriydi. Birçok gazete ve televizyonda, Cumhuriyet Muhafızları olarak bilinen yaklaşık 60.000 kişilik ordunun ve Fedailer olarak bilinen yaklaşık 15.000 Iraklı askerin kaybolması haber olarak yer aldı. Hadislerde bu konuya dikkat çekilmesi, Hz. İsa'nın ve dolayısıyla Hz. Mehdi'nin geliş alametlerinden biri olan "bir ordunun batması" olayının gerçekleşmiş olabileceğini göstermektedir. (En doğrusunu Allah bilir.) Nitekim ilerleyen günlerde de savaş uçaklarının bir kısmının çöl kumları altına gömülmüş olarak bulunması, hadiste bahsedilen çölde bir ordunun batması olayının Irak ordusu ile ilgili olma ihtimalini güçlendirmektedir.
2000’ler
Suudi Arabistan’da son 12 yılın en şiddetli yağışları görüldü. Dünyanın en kurak bölgelerinden olan Mekke’de meydana gelen sel felaketinde pek çok kişi hayatını kaybetti.
60.000 senede bir gerçekleşen bir olay meydana geldi ve Mars gezegeni 27 Ağustos’ta Dünya'ya en yakın konuma geldi.
2004
Doğuda Yer Batması Tsunami
“On alamet görülmeden kıyamet kopmayacaktır; ... Biri doğuda, biri batıda, bir diğeri de Arap Yarımadası'nda meydana gelecek yere batma hadisesi..." (Müslim, Fiten, 39)
Peygamber Efendimiz (sav)'in haber verdiği kıyamet alametlerinden bir tanesi, "doğu tarafında gerçekleşecek olan yere batma" hadisesidir. Bu alametin büyük bir kara parçasının ya da insan topluluğunun ortadan kalkması, yeryüzünden yok olması anlamına gelmesi muhtemeldir. (En doğrusunu Allah bilir.) 2004 yılının son ayında Güney Asya'da gerçekleşen büyük tsunami felaketi bu alametle çok büyük benzerlikler göstermektedir.
Tarih boyunca Asya'da, Uzakdoğu'da çeşitli felaketler, depremler ve kasırgalar yaşanmıştır. Bu felaketlerde çok büyük yıkımlar gerçekleşmiş, çok yüksek sayılarda insan hayatını kaybetmiştir. Ancak 26 Aralık 2004 tarihinde Güney Asya'da gerçekleşen ve 400 bin kişiye yakın insanın ölümüyle sonuçlanan tsunami, bu felaketlerin en büyüğü olmuştur.
Kıyamet alametlerinin birbiri ardına gerçekleştiği ahir zamanda meydana gelen bu tsunami felaketi, Güney Asya ülkelerinden Endonezya, Sri Lanka, Hindistan, Malezya, Tayland, Bangladeş, Myanmar, Maldiv Adaları ve Seyşel Adaları'nı hatta 5 bin km uzaklıktaki bir Afrika ülkesi olan Somali sahillerini etkilemiş, şehirlerin deniz sularının altında kalıp yok olmasına, dünya haritasının değişmesine neden olmuştur.
2005
Katolik Kilisesi'nin Lideri Papa II. Jean Paul 84 yaşında hayatını kaybetti.
Pakistan’da meydana gelen deprem sonucunda yaklaşık 40 bin kişi yaşamını yitirdi.
2005
Batıda Yer Batması Katrina
“On alamet görülmeden kıyamet kopmayacaktır; ... Biri doğuda, biri batıda, bir diğeri de Arap Yarımadası'nda meydana gelecek yere batma hadisesi..." (Müslim, Fiten, 39)
ABD'nin Meksika Körfezi'nde yaşanan Katrina Kasırgası'nın meydana getirdiği büyük yıkım, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in haber verdiği bir diğer kıyamet alametini, "Batıdaki Yere Batış"ı akıllara getirmektedir.
Katrina kasırgası 30 milyar dolarlık zarara neden oldu. Kasırga birçok şehirde çok büyük tahribat oluştururken, New Orleans'ı yaşanamayacak hale getirdi. ABD'nin turizm ve kültür merkezlerinden biri olarak kabul edilen New Orleans'ın yüzde 80'i sular altında kaldı. Bazı yerlerde suyun yüksekliği 6 metreyi aştı. Dolayısıyla New Orleans suların altına gömülerek, adeta ortadan kalktı. Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği "Doğudaki yere batma" alameti Endonezya'da yaşanan tsunami felaketine bir işaret olabileceği gibi, "Batıdaki yere batma" hadisesi de New Orleans şehrinin ortadan kalkışına bir işaret olabilir. Hiç şüphesiz en doğrusunu Allah bilir.
2006
Sayın Adnan Oktar’ın tüm dünyada büyük etki uyandıran “Yaratılış Atlası” adlı dev eserinin birinci cildinin Ağustos ayında ilk Türkçe baskısı, Ekim ayında ilk İngilizce baskısı ve Aralık ayında da ilk Fransızca baskısı yapıldı.
Ölümcül kuş gribi virüsü H5N1, Afrika’da ilk kez Nijerya’da tespit edildi. Fransa başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde kanatlı hayvanların aşılama işlemlerine hız verildi.
Papa 16. Benedikt Türkiye’yi ziyaret etti. 
2007
Yaratılış Atlası Fransa’yı Sarstı
Sayın Adnan Oktar’ın “Yaratılış Atlası” adlı eseri Avrupa’nın en tanınmış simalarına ve tüm eğitim merkezlerine ulaştırıldı. Bu durum, bugüne kadar savundukları sapkın felsefe ve fikirlerin karşıtı olan görüşleri önemsemeyen ve tehlike olarak görmeyen Batı dünyasında özellikle de Fransızlarda, büyük bir şaşkınlığa ve adeta bir kültür şokuna neden oldu.
Avrupa Konseyinde Yaratılış Atlası Paniği Yaşandı
Avrupa halkının Yaratılış Atlası ile ilk defa gerçekleri görme imkanı bulmasının ardından, Darwinizm'in yerle bir olmasından dolayı oluşan şiddetli panik tüm Avrupa'yı salladı. Bu paniğin sonucunda, merkezi Fransa'nın Strasbourg şehri olan Avrupa Konseyi'nde, 4 Ekim 2007 tarihinde, okullarda Yaratılışçılığın okutulmaması yönünde bir rapor hazırlandı. Konsey, Yaratılışçılığın Avrupa’ya esas olarak Adnan Oktar’ın Yaratılış Atlası isimli kitabı yoluyla yayıldığını belirterek, Avrupa ülkelerinden söz konusu eserin yayılmasının önüne geçilmesini istedi. Söz konusu raporda okul müfredatlarında sadece evrim teorisinin yer alması gerektiğinin savunuluyor olması, Yaratılış Gerçeğini öğrenen çocukların materyalist birer birey haline gelmeyeceğinden ötürü duyulan korkuyu açıkça ortaya koymuş oldu.
Sarkozy: Dinler Tüm Uygarlıkların Kaynağıdır
“Yaratılış Atlası”nın etkileri dünya liderleri üzerinde de görülmeye başlandı. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, “kamuya ait okullarda din derslerine yeniden başlanması gerektiğini” açıkladı. Yeni öğretim yılı nedeniyle ülkedeki tüm öğretmenlere bir mektup gönderen Sarkozy, “laik okul sistemini desteklediğini, ancak din olgusunun okul dışında bırakılmasına karşı olduğunu” dile getirdi.
2007
Bölücü Terör Örgütünün Sayın Adnan Oktar’ın 90’lı Yıllardan Beri Gündeme Getirdiği Marksist-Leninist Kökleri Tüm Çevrelerce Dile Getirildi
Bölücü terör örgütünün etkisiz hale getirilip tamamen yok edilmesi için askeri bir harekatın yanı sıra terör örgütü ile fikri platformda da mücadele edilmesinin gerekliliği sıkça dile getirilmeye başlandı. Gerek siyasi çevrelerde gerekse basında özellikle Ekim ve Kasım aylarında bu konu hakkında çok fazla konuşuldu ve yazıldı. Dile getirilen görüşlerde, ağırlıklı olarak üzerinde durulan ortak bir nokta vardı: PKK'nın Marksist-Leninist, komünist ve ateist bir örgütlenme olarak nitelendirilmesi...
PKK'nın ideolojik yapısı hakkında ortak bir nitelendirme yapılmış olması ve bu yapının özellikle vurgulanması son derece önemliydi. Çünkü bu, aynı zamanda fikri mücadelede bulunulacak hedefi de bir kez daha işaret etmiş oldu.
2008
Dünyanın En Büyük Dininin İslam Olduğu Açıklandı
31 Mart 2008 tarihinde Reuters Haber Ajansı tarafından yayınlanan bir haber, İslamiyet'in dünya çapındaki uyanışını ve yaşanan bu yeni dönemi detaylarıyla ortaya koydu. Dünya Katoliklerinin en yüksek dini otoritesi olan Vatikan’da görevli olan ve Vatikan’ın 2008 yıllığını hazırlayan Vittorio Formenti’nin Vatikan’ın gazetesi L’Osservatore Romano’da yaptığı açıklamaya göre, 2006 yılı rakamlarına göre Müslümanların sayısı dünya nüfusunun yüzde 19,2’sine ulaştı ve Katoliklerin sayısı ise yüzde 17.4 oranında kaldı. Monsenyör Formenti “Artık zirvede değiliz. Müslümanlar bizi geçti” diye ekleyerek aynı zamanda İslamiyet'in dünya çapındaki zaferini de ilan etmiş oldu.
Dünyanın Dört Bir Yanından Darwinizm’in Yıkılış Haberleri Geldi
Evrim teorisinin geçersizliğini ortaya koyan çalışmaların etkileri, çeşitli kamuoyu araştırmaları sonuçlarına yansıdı. Önde gelen 34 ülkede yapılan kamuoyu araştırmaları, tüm dünyada Yaratılış inancının çığ gibi büyüdüğünü ve evrim teorisinin yok olmaya başladığını gösterdi. Bu durum evrimcileri büyük bir telaşa düşürdü.
Nicolas Sarkozy’nin Yaratılışı Desteklediği Açıklandı
Fransa'nın günlük gazetelerinden La Libération, 22 Nisan 2008 tarihli baskısında "Antropolog Pascal Picq yaratılışçılığın güçlendiğini bildiriyor" başlıklı bir habere yer verdi. 140.000 tirajlı gazetenin söz konusu haberinde, Fransa'da yaratılışçılığın güçlenmesi ve Yaratılış Atlası'nın bu değişimle ilgili etkisinden şöyle bahsedildi:
“... Sarkozy’nin yaratılışa inananların söylemlerini doğrulayan açıklamaları beni çok şaşırttı. Onlara göre 20. yüzyılın kötülüklerinin sebebi insanların dinden uzaklaşmaları. Delil? Yaratıcısından uzaklaşmış olan insan, Darwin’in teorisine bağlı olarak hareket eden bir hayvana dönüştü. Eğer insanın bir aşağı hayvan türünden geldiği öğretilirse ve din eğitimi verilmezse, bu bütün felaketlerin sebebi oluyor. Dolayısıyla eğitimden evrim konusunu çıkartmak gerekir... Medya İslami yaratılışçı akımlardan pek endişelenmiyordu. Ta ki Türk yazar Harun Yahya’ya ait olan Yaratılış Atlası binlerce kişiye ulaşıncaya kadar. Tek bir hamlede tam bir panik gerçekleştirdi, çünkü Müslüman bir ülkeden gelen bir kitap, gerçeklikler denizine adeta bir tuğla gibi düştü...” (La Libération, 22 Nisan 2008)
Tony Blair Din Dersi Vermeye Başladı
İngiltere eski Başbakanı Tony Blair de, tıpkı Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy gibi, Yaratılış Atlası'nın tüm dünyaya yayılmasından ve evrim teorisinin kesin ve net delillerle çürütülmesinden sonra, Allah inancını sürekli olarak teşvik etmiş ve açıklamalarında Allah'ı yüceltmiştir. Eski bir sosyalist olan ve daha önce din ve manevi değerler hakkında neredeyse hiçbir yorumda bulunmayan Blair, Yaratılış Atlası'nın Yaratılış gerçeğini ilan etmesinden sonra, yaşamının geri kalanını dini çalışmalara adayacağını açıkça belirtmiştir.
Tony Blair, aynı zamanda ABD'deki Yale Üniversitesi'nde ders vermeye de başlamıştır. İnanç ve küreselleşme dersi veren Blair, ilk dersinde öğrencilerine modern dünyada dini inançla başarılacak pek çok güzel şeyin bulunduğunu anlatmıştır. Dini inancın çatışmaların yatıştırılmasına vesile olduğundan bahseden Blair, "Samimiyetle inanıyorum ki, inanç ve küreselleşme 21. yüzyılın en belirleyici unsurlarıdır" diye konuşmuştur. (Hürriyet Gazetesi - Milliyet Gazetesi / 21.09.2008)
2008
Sayın Adnan Oktar’ın Birlik Mesajları Hayata Geçmeye Başladı
- Kafkas İttifakında Önemli Gelişmeler Yaşandı
Sayın Adnan Oktar’ın Onursal Başkanı olduğu Bilim Araştırma Vakfı’nca 29 Mayıs 2008 tarihinde yayınlanan "İki Devlet Tek Millet Olarak Azerbaycan – Türkiye Birleşsin" ilanının hemen ardından 04 Haziran 2008 tarihinde yaşanan gelişmeler, Sayın Adnan Oktar’ın uzun yıllardır gündeme getirdiği İslam Birliği yolunda önemli bir adım oldu. Sayın Başbakanımız Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, "İki devlet tek millet" olma yönündeki temennilerini ve önümüzdeki dönemde bunu gerçekleştirmek için yapacakları çalışmaları açıklayarak Türk – İslam Birliği’ni büyük bir heyecanla bekleyen çevrelere önemli bir müjde verdiler.
Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinden faydalanılarak hazırlanan gazete ilanlarında, Azerbaycan-Türkiye ittifakı anlatılırken, Ermenistan'a karşı izlenmesi gereken politikanın da üzerinde durulmuştu. Bu ilanlarda, geçmişte yaşanılan anlaşmazlıkların bir kenara bırakılarak, geleceğe bakılması gerektiği ifade edilmiş ve her iki tarafın da üzerine düşen sorumluluklar dile getirilmişti. Ermenistan'ın mutlaka dostane bir politika izlemesi gerektiği, komşularıyla iyi ilişkiler içinde olmasının önemi, Türk-İslam Birliği'nin Ermenistan'ın lehine bir gelişme olduğu önemle vurgulanmıştı.
Tüm bunların ardından;
* Azerbaycan ve Ermenistan arasında, Türkiye'nin önderliğinde, tarihte benzeri olmayan bir şekilde yakınlaşma başladı.
* Türkiye bölgedeki kültürel ve ekonomik her türlü yatırım ve projeye Ermenistan'ı da davet eden bir politika izledi.
* Ermenistan devlet yöneticileri de örneğine bugüne kadar pek rastlanmayan dostluk mesajları vermeye başladılar ve mevcut anlaşmazlıkların diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğine yönelik açıklamalarda bulundular.
* Başbakanımız Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan'ı ziyaretinin ardından, Temmuz ayının başında Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül de Azeri ve Ermeni Devlet Başkanları ile bir araya geldi. Bu ziyaret sırasında dostluk ortamı daha da belirgin hale geldi. Ziyaret esnasında Ermenilerin sözde soykırım iddialarını hiç gündeme getirmemeleri, sözde soykırım anıtının ışıklarını kapatmaları, Ermeni milli takımının armasından Ağrı Dağı sembolünün çıkarılması, Abdullah Gül ve beraberindeki resmi heyete iftar daveti verilmesi güzel gelişmelerdir.
- İran Cumhurbaşkanı  Mahmud Ahmedinejad’ın Türkiye Ziyareti
İran Cumhurbaşkanı Sayın Mahmud Ahmedinejad'ın son İstanbul ziyareti de bu yönüyle çok dikkat çekici oldu. Sayın Ahmedinejad'ın ziyareti boyunca sevginin ve kardeşliğin üzerinde durması, Türkiye'ye duydukları muhabbeti vurgulaması, Müslümanların birlik olması gerektiğine dikkat çekmesi ve Müslümanların arasında ayrılık olmadığını vurgulayan tavırlarda bulunması son derece önemli gelişmelerdir.
Dünya Tarihine Damga Vuracak Bir Ekonomik Kriz Başladı
Ekim ayının başı, başta ABD’de olmak üzere dünya ekonomisinde uzun süredir sinyal veren tarihi bir krizin başlangıcı oldu. Bazı uzmanlarca krizin 1929 yılında yaşanan ve 1930’lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhranı bile gölgede bırakabileceği öngörüldü. Bankaların iflas etmesi 80 yıl sonra yeniden piyasaları alt üst etti. New York’ta bütçe açığını kapatmak için otoyol, köprü ve tüneller satışa çıkartıldı.
Frankfurt’tan Washington’a, Hong Kong’tan Londra’ya dünyanın çeşitli bölgelerindeki merkez bankalarında alınan tedbirlere, açıklanan kurtarma paketlerine rağmen dünya borsalarındaki çöküşün sürmesi, bir hafta içinde finans piyasalarında 4 trilyon doları aşan bir kayba sebep oldu.
Birleşmiş Milletler’in refah seviyesi en yüksek ülkeler listesinde ilk sırada yer alan İzlanda, batma noktasına geldi. Ayrıca Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde de resesyon (durgunluk) yaşanmaya başlandı.
İddia Edilen Ergenekon Çetesi Çökertildi
Sayın Adnan Oktar, “Harun Yahya” müstear adıyla 1997 yılında kaleme aldığı “Terörün Perde Arkası” isimli eserinde, iddia edilen “Ergenekon” örgütünün ismini açıkça vererek bu materyalist-Darwinist ateist yapılanmayı ilk deşifre eden kişi olmuştu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin inancını, dirlik ve düzenini silah yoluyla bozmaya kalkışan bu çete, Türk Milleti’nin harcı olan manevi değerlere ve bunları savunanlara karşı savaş açmış bir komite yani çeteydi. İddia edilen Ergenekon örgütü, Devletimizin üst kademelerindeki bürokraside de kendine yer edinerek, etki alanını genişletmiş ve uzun yıllar boyunca da şer eksenini kuvvetlendirmişti.
İddia edilen Ergenekon’un varlığının deşifre edilmesi, ideolojisinin ortaya konması, ülkemize zararlarının anlatılması sürecinin sonunda, İslam ahlakı karşıtı bu çetenin ele geçirilmesi, Devletimiz ve kahraman ordumuzun eliyle gerçekleşti. Ülkemizin, Devletimizin ve Milletimizin baş koruyucusu olan kahraman ordumuz, Allah’ın yardımıyla bu şer’i fikir ve yapılanmaların yaygınlaşmasının önüne geçmek için Deccaliyetin komitesi yani çetesi olan iddia edilen Ergenekon’u çökertti.       
Sonuç: İNSANLIK TARİHİ ÖNCEDEN TAKDİR EDİLMİŞ BİR KADERDİR
Dünya tarihinde tüm olaylar, “... Allah’ın emri takdir edilmiş bir kaderdir.” (Ahzab Suresi, 38) ayetiyle bildirildiği üzere Yüce Allah'ın belirlediği kusursuz kadere göre gelişmekte ve yaşanmaktadır. Tarihe geçmiş tüm savaşlar, barış anlaşmaları, afetler, ideolojiler, siyasi ve ekonomik değişimler, yapılan keşifler, tüm bu olaylarda rol oynayan insanlar ve saymakla bitiremeyeceğimiz kadar çok sayıda detayın hepsi, Yüce Allah'ın kontrolündedir ve O'nun hikmetli yaratışının birer parçasıdır. Dolayısıyla yakın tarihimizde dünya genelinde yaşanan tüm gelişmeleri de, bu doğrultuda değerlendirmek gerekmektedir. Yüce Rabbimiz, ahir zamanda dünyada gelişen tüm olayları Hz. İsa ve Hz. Mehdi’nin çıkışına zemin olarak yaratmaktadır. Bu nedenle son dönemde ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler, ahir zamanın müjdelenen şahsı Hz. Mehdi’nin çıkış alametlerini oluşturan dikkatle takip edilmesi gereken olaylardır. Farkında olunsa da olunmasa da bu olaylar, dünyayı Allah’ın izniyle hem İslam Birliği’ne hem de Mehdiyet konusuna yakınlaştırmaktadır. Bu müjdeli haberlerin gerçekleşmesi ise, Allah’ın izniyle çok yakındır. İnananlar, İslamiyet’in indirilmesinden sonra dünya tarihinin en özel ve en görkemli zamanlarından biri olacak bu günleri, heyecan ve coşku içinde beklemektedirler. O dönemde Allah’ın izniyle aşağıdaki ayetler tecelli edecektir:
“Allah’ın yardımı ve fetih geldiği zaman ve insanların Allah’ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.” (Nasr Suresi, 1-3)
Bediüzzaman Said Nursi dze Hz. Mehdi’nin Zuhuru Öncesinde Yaşanacak Hayret Verici Olaylara Dikkat Çekmiştir
“Böyle bir cemaat-ı azime (Peygamber Efendimiz (sav)'in soyundan gelen büyük seyyidler cemaati) içindeki mukaddes kuvveti tehyic edecek (harekete geçirecek) ve uyandıracak HADİSAT-I AZİME (büyük olaylar) VÜCUDA GELİYOR (meydana geliyor). Elbette O KUVVET-İ AZİMEDEKİ (büyük kuvvetteki) BİR HAMİYET-İ ALİYE (yüce bir gayret) FEVERAN EDECEK (harekete geçecek) ve HAZRETİ HZ. MEHDİ BAŞINA GEÇİP,      TARİK-I HAK (hak yola) VE HAKİKATE (gerçeğe) SEVK EDECEK.” (Mektubat, s. 473)
Değerli İslam alimi bu sözleriyle büyük olayların meydana gelmesinin Hz. Mehdi'nin gelişinden önce oluşacak olan ortamın bir alameti olduğunu ifade etmiştir. Bediüzzaman ayrıca, ahir zamanda Müslümanların hamiyet yani koruma duygularını harekete geçirecek ve gayretlerini artıracak büyük olaylar yaşanacağına dikkat çekmiş ve Hz. Mehdi'nin Müslümanların önderliğini üstlenerek, onları doğruya ileteceğini açıklamıştır.
Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı)       Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 18)
Sayın Adnan Oktar'ın Türk-İslam Birliği'nin kurulmasının aciliyetini ve önemini vurgulayan açıklamalarını takiben, bu birliğin tesis edilmesi yolunda    her geçen gün önemli bir gelişme yaşanıyor.
ABD TARİHİNİN İLK SİYAHİ BAŞKANI SEÇİLDİ
Amerika Birleşik Devletleri’nde 4 Kasım 2008 tarihinde yapılan 44. başkanlık seçimi, ABD ve dünya tarihi için önemli bir şekilde sonuçlandı. “ABD’nin ilk siyahi başkan adayı” ünvanına da sahip olan Barack Hussein Obama, seçimleri kazandı ve ilk siyahi ABD başkanı olarak tarihe geçti. 
Bu tarihi sonucun önemli bir yönü de, İslamiyet’te önemli bir yere sahip olan Mehdiyet konusunu yeniden gündeme getirmiş olmasıdır. Başkanlık seçimlerinden hemen önce Forbes dergisinde önemli bir haber yapılmıştır. Haberde aktarıldığına göre “Işık Okyanusu” adlı bir kitapta yer alan ve Hz. Ali’den nakledilen “Kıyametten hemen önce, uzun boylu siyah bir adam batıda iktidarı ele geçirecek. Dünyanın en büyük ordusunu komuta edecek. Üçüncü İmam’dan (Hz. Hüseyin) işaretler taşıyacak. Şiiler onun bizden olduğuna şüphe etmesin.” hadisi, Obama’nın başkanlığına ve Hz. Mehdi’nin ortaya çıkışına işaret ediyordu.1 (En doğrusunu Allah bilir.) Bu haberin yayınlanması ve ardından da Obama’nın başkan seçilmesiyle birlikte, tüm dikkatler yeniden Mehdiyet konusuna çekilmiştir.
1- http://www.forbes.com/opinions/2008/10/26/obama-iran-ahmadinejad-oped-cx_at_1026taheri.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder