28 Ekim 2010 Perşembe

Mezar taşlarında tarih gizli!


       Yapılan araştırmalar, dünyanın en büyük İslam Mezarlığı Türkiye`de olduğunu gösterdi.

       Çok değil, 80 yıl öncesine ait Mezar taşları çok şey anlatıyor. Ama biz hangi mezar taşının ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Peki çeşit çeşit olan mezar taşları neyi anlatıyor?

       Kültürel miras, milletlerin hafızasıdır. Hafızalarını kaybeden milletler; şahsiyetlerini, geçmişle bağlarını, kısacası kimliklerini kaybederler Mezar taşları ve mezarlıklarımız, geçmişimizle kurduğumuz köprünün en önemli ayaklarından birini meydana getirir ve vazgeçilmez kültür miraslarımızdandır
Mezar nedir?


       Ziyaretgah, ziyaret edilen yer anlamlarına gelen mezar, Türkçe`de eşanlamlı olarak makber, kabir, medfen ve merkad olarak ta kullanılır Mezara Türkistan`da `gavr` denilir Bu yüzden `kabir` tabiri buradan gelmektedir. Mezarların bir arada bulunduğu yerlere ise hazıre, mezarlık, mezaristan veya kabristan denmektedir. Mezar taşları, mezarın baş ve ayak tarafında bulunur ve `şahide` adını alırlar. Baş taraftakine `baş taşı`, ayak tarafındakine `ayak taşı` adı verilir. Bazen baş taşı tek başına olabildiği gibi, ikisi beraber de bulunabilir
İslam`da mezar taşı nasıl olmalı?


       Vefat eden Müslüman`ın mezarına taş kitabe ve ayaktaşı dikme ananesi yoktur. İnsanı ölümünden sonra anıtlaştıran somut taş simgeler ve yapılar meydana getirme düşüncesi şüphesiz bu geleneğin İslamiyet öncesi Türkler`in hayat tarzında mevcut olan `Ata Kültü` nden ve özellikle Şamanizm inancından geldiğini ortaya koymaktadır Bu somut simgeler, Türkler`in tarih boyunca atalarına, ecdadına ve hatta geçmişine gösterdiği saygının değişmez ifadesinin tezahürüdür.

Osmanlı`da mezar taşları
       Osmanlı mezar taşları üzerine kabartma veya oyma olarak işlenmiş motif ve şekillerin sembolik anlamları vardır. Sembolik ifadelerin çokluğu hayatı anlama ve yorumlama hususundaki zenginliğin mezar taşına yansımasıdır Bu zenginliği görmek için eski mezar taşlarıyla günümüz mezar taşlarını karşılaştırmak kafidir. Türk kültür coğrafyasında önce Göktürk balbalıarı şeklinde ortaya çıkan, Anadolu`da Selçuklu ve Beylikler döneminde, gerek içerik gerekse form açısından zenginleşen mezar taşları, 15. yy.da Osmanlı etkisiyle klasik çizgilerini kazanmaya başlar.

Mezar işçiliği bir sanattır
       Türk mezar taşı işçiliği bilhassa Edirne, Bursa ve İstanbul` da en yüksek seviyesine erişmiştir Bir şeyin yerine geçen, onu temsil eden ve onu hatırlatan şeye simge denir. Duyularla ifade edilemeyen bir şeyi belirten somut nesne veya işaret remiz, rumuz, timsal, simge`ye de sembol denir Mesela bayrak vatanın, tilki kurnazlığın, köpek sadakatin, pervane ve bülbül aşkın, aslan cesaretin sembolüdür. Sembolün şekliyle muhtevası arasındaki ilişki her zaman kolay anlaşılmayabilir. Bu yüzden bazı sembollerin anlaşılması için merak ve eğitim gereklidir

MEZAR TAŞLARI VE MESAJLARI
       Gizli olanı keşfetmek, bilmek ve öğrenmek için perdeyi aralayabilmek ve öğrenmeye çalışmak söz konusudur. Mezarların biçimleri, taşları üzerinde bulunan yazılar ve sembolik işaretler bize mezarda yatan kişi hakkında çeşitli bilgiler vermektedir Mezar taşlarından kabirde yatan kişinin kadın, erkek yahut çocuk mezarı olduğu kolayca anlaşılabilir.

       Çocuk mezarlarının boyları küçüktür Kadın mezar taşlarının en dikkat çeken yönü çiçeklerle süslü olmalarıdır Ayrıca mezar taşlarında takı olarak kullanılan gerdanlıklar ve kolyeleri sembolize eden şekiller de bulunur. Erkek mezar taşları ise, başlıklarından tanınır Mezar sahibinin mesleği, bağlı olduğu tasavvuf1 neş`esi taşın formunun belirlenmesinde önemli göstergelerdendir. Erkek mezar taşları üzerinde en sık görülen başlıklar sarık, kavuk ve fes formundaki başlıklardır. Osmanlı mezar taşları üzerinde kişinin kimliğini belirten sembolik ifadeler çokça kullanılmıştır. Osmanlı mezar taşlarının, Anadolu Selçukluları ve Beylikler Devri mezar taşlarına göre en bariz özellikleri daha sade ve yalın oluşlarıdır Son dönem mezar taşlarında natüralist anlatımın daha fazla öne çıktığı görülür.

Mezar Taşlarında Sembolik ifadeler
       Mesleki SembollerDevlet ve din adamlarının, askerı kurum mensuplarının, esnafın, sanatkarın, ilim adamlarının başlıkları birbirinden farklıdır. `Kallavıkavuk`lar, Osmanlı yönetiminde Sadrazam, Kubbealtı vezirleri veKaptan-ı deryalar tarafından kullanılırdı.

       Mezar taşlarında 1828 yılından itibaren giyilmeye başlanan Fes`ler de çok görülen başlık biçimlerindendir. Fesler hangi padişaha ait ise mezarda yatan kişi de zamanın padişahının döneminde yaşamış kişidir. II.Mahmud döneminde `Fes` lerin en güzel örneklerini görmek mümkündür. Mezarlıklarda en çok görülen fes `Azizıfesi`dir. Yeniçeri mezar taşları, üzerlerindeki simge ve başlıklarla, Osmanlı mezar taşları içerisinde ayrı bir yere sahiptir. 101 Yeniçeri ortasıyla 61 Yeniçeri bölüğünün damgaları birer simge olarak taşlar üzerine işlenmiştir. `Nalıncı keseri, ters kılıç, çizme, çark-ı felek, çifte makas, nalın, fener, süpürge, merdiven, dama, üç balık, üç bayrak, zurna` gibi isimler alan bu simgeleri yeniçeriler kol ve bacaklarına da işletiyordu. Yeniçeriler`in Sultan Mahmud devrinde ortadan kaldırılmasıyla izleri mezarlıklardan da silinmiştir.
Mezar taşları üzerinde kişinin mesleğine ve uğraştığı işlere ait sembollere de rastlamak mümkündür. Ressamın paleti işlenirdi mezar taşına askerin madalyası. Mesleği ile birlikte meşrebi de taş üzerinde yerini alırdı.

CELLATLARIN MEZARI OLUR MU?
       `Cellat` mezarları ayrı bir yerde bulunur ve ahalinin defnedildiği mezarlıklara gömülmezdi Cellat mezar taşları üzerinde beddua edilmesini engellemek için herhangi bir bilgiye de rastlanmazdı. 170 - 190 cm boylarında bulunan taşlardan günümüzde Eyüp`tenPiyerloti`ye çıkarken yeni defin yapılan mezarların arasında kalan 4 adet mezar taşından başka örnek kalmamıştır. Bunlar da kaybolmak üzeredir.

Dini Semboller:Tarikat mensuplarına ait taşların başlıklarında mistik sembolizm oldukça barizdir. Hayattayken giyilen başlık, mezar taşının üst kısmında yer alır. Mesela, Mevlevi mezar taşlarının başlık kısmı, tarikatın sembolü sayılan `sikke` formu şeklindedir. Mevlevi taşlarında kişinin tarikat içindeki statüsü çok belirgin şekilde ifade edilir. Bektaşı şeyhlerinin mezar taşlarında çoğunlukla 12 terkli yani dilimli `Hüseyn!` ve 4 terkli `Edhem!` başlık kullanılmıştır.

Sembolik Şekiller ve Motifler: Mezar taşlarında en yaygın kullanılan ağaç sembollerinden biri `Hayat ağacı` motifidir. Bu motif, orta Asya kökenli bir motif olup, kullanımı M.Ö. 8. yıllara kadar iner. Hayat ağacı ve dalındaki kuş figürleri ölünün kendisini temsil etmekte ve onun Allah katına yükselmesini sembolize etmektedir. Ölüm ve faniliğin sembolü olarak kullanılan `servi ağacı` da mezar taşlarında en çok rastlanan motiflerdendir. Kendine has bir kokusu olan ve yaz-kış yeşil kalan servi, vahdeti, yani birliği sembolize eder. Allah lafzının ilk harfi olan Elif`e de benzetilen servinin rüzgarda sallanırken çıkardığı `Meyve` motifi ölümsüzlük sembolüdür. Müslüman için hayatın meyvesi cennettir Bu sebeple meyve, sembol olarak Allah`a dönüşü ifade eder. Taşlar üzerinde sıkça görmeye alıştığımız `geometrik biçimlerin kökü Orta Asya`ya ve inanç olarak Taoizm`e bağlanır Eşkenar dörtgen, altıgen, kare ve dairevi sonsuzun, kainatın sembolleridir iç içe geçmiş çok kenarlı geometrik biçimler her dönemde sevilerek kullanılmış olmasına rağmen Anadolu` da daha çok Selçuklular Devri` nde kullanılmıştır.


       Ve Lale Motifi Neden Önemli? HO` sesiyle Allah`ı zikrettiğine inanılır Servinin dalları başka cins ağaçlardaki gibi, rüzgarda kolay kolay sallanmaz .
`Haşhaş bitkisi ve çam kozalakları` ebedı uykuyu ve cenneti temsil eder.'

       12. yüzyıldan itibaren çokça kullanılan `Lale` motifi ise, vahdet-i vücudu yani Allah`ı sembolize etmektedir. Zira Allah ismindeki harfler ile lale kelimesinin yazılışındaki harflerin ebcet hesabına göre sayı değerleri aynıdır. Hilal kelimesi de bu cümledendir. Lale ile gülün bir arada kullanıldığı örnekler de mevcuttur. `Gül`ün süsleme sanatlarında ve özellikle mezar taşları üzerinde görülmesinin sebebi ilahi güzelliği sembolize etmesi ve Hz. Muhammed`in remzi olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden `verd-i Muhammed!` veya `gül-i Muhammed!` isimleri de verilen gülün kokusunu n, Hz. Muhammed`in kokusu olduğuna inanılır.


Mühr-i Süleyman`motifi: `Mühr-i Süleyman`motifi; bolluk, bereket ve güç sembolü olarak kullanılır. iç içe geçmiş iki üçgenden oluşan altıgen yıldız şeklindeki motifin, Süleyman Peygamber`in yüzüğünden mülhem olduğu ve üzerinde ism-i azam`ın yazılı olduğu rivayet edilir. Mezar taşları üzerindeki simge ve semboller muhakkak bu kadarla sınırlı değildir. Bugün bazı insanlarımızın yanlarından geçerken sadece `bakıp geçtikleri` mezar taşlarımız kültür ve medeniyetimizin tapu kayıtlarıdır. Kısaca, mezar taşları herkesin bir gün fani olacağının simge ve sembolleridir.,

Dünyanın en büyük İslam Mezarlığı Türkiye`de
       Dünyanın en büyük İslam Mezarlığı olarak bilinen Selçuklu Mezarlığı`nın yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Bitlis`in Ahlatilçesinde bulunan ve dünyanın en büyük İslam Mezarlığı olarak bilinen Selçuklu Mezarlığı 210 bin dekar alanı kaplıyor.

       Selçuklu Mezarlığı`nda son tespitlere göre 12. yüzyıla ait 8 binin üzerinde tarihi mezar taşının bulunduğu, bunların ilgisizlik ve doğal etkenlerden dolayı birer birer yok olduğunu bilinen bir gerçek.

       Bitlis`in Ahlat ilçesi Tarihi Kültürel Değerleri ve Tarihi Eserleri Koruma ve Tanıtma Derneği (AHTEK) Başkanı MuzafferPirhasanoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, acil müdahale edilmediği takdirde Selçuklu Mezarlığı`nın tarihe karışacağını belirtti.

       Pirhasanoğlu, Selçuklu Mezarlığı`nın dünyanın en büyük İslam Mezarlığı olduğunu kaydederek, ``Buradaki mezar taşları 210 bin dekar alanı kaplamaktadır.

       Burada bulunan mezar taşları Orhun Abideleri`nin İslamlaştırılmışşeklidir. Unutmayalım ki Türk dili, tarihi, edebiyatı, sanatı ve töresi hakkında önemli bilgiler veren ilk Türk yazılı belgeleri, OrhunAbideleri dediğimiz mezar taşlarıdır`` dedi.

Mezarlıkla ilgilenen yok
       2005 yılı haziran ayında dünya turizmine kazandırılması bekleniyordu Selçuklu Mezarlığının. UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınması için çalışmalar yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı`ndan 10 kişilik bir bilim kurulunun ilçeye gelerek incelemelerde bulunduğunu biliniyordu. 2006 yılında ise mezarlığın 2 ayrı yerinde yangın çıktı. Mezar taşları yoğun hasar gördü. Mezarlık hala korumasız durumda, olası bir doğal afette kaybolup gidebilir. Unutulmaya yüz tutmuş bu paha biçilmez eserlerin bakımı ve onarımı neden yapılmıyor?

Türk örfü, dili ve edebiyatı hakkında önemli bilgiler var
       Mezar taşları toplumların icra etmiş oldukları sanat faaliyetlerini, zevk ve anlayışlarını sunan ve fiziki varlıklarıyla günümüze taşıyan unsurlar olmalarından ötürü ilk elden kaynak olma özelliğine sahiptir. Türk dili, tarihi, edebiyatı, sanatı ve töresi hakkında önemli bilgiler içeren bu sanat eserlerini korumasız halde ve ne yazık ki Ahlat taşı ile işlenmiş bu benzersiz eserler bakımsızlık içindedir.

Kaynak: www.dunyabulteni.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder