31 Ekim 2010 Pazar

İnka Medeniyeti (4)

İnka Medeniyetinin Çöküşü:
          Francisco Pizzaro, İspanya’dan çıkarcı ordusuyla birlikte 1532’de bu topraklara ayak bastı. Son İnka imparatoru Atahuallpakandırılarak, Pizzaro tarafından barışçıl bir toplantıya davet edildi. Bu şekilde kaçırıldı ve karşılığında fidye talep edildi. Bugünün değerlerine göre 50 milyon USD değerinden fazla altın ödenmesine ve bunun karşılığında serbest bırakılmasına söz verilmiş olmasına karşın katledildi. Daha sonra İspanyollar, Cuzco ve zenginliklerine doğru yola koyuldular. Kendisi de bizzat fetihçi olan Ciezo de Leon, İspanyolların şehre girmeleriyle birlikte Cuzco’da şahit oldukları zenginlik karşısında, altın ve gümüşün bolluğu karşısında nasıl hayretle düştüğünü anlatmaktadır.

          Fethin büyük bir kısmı meydan muharebesi bile gerçekleşmeden başarılmıştı, Avrupalıların Yeni Dünyayla ilk temaslarıyla, önüne geçilemeyen korkunç bulaşıcı hastalık yayılmaya başlamıştır. Bilhassa çiçek hastalığı Panama’dan başlayarak tüm nüfusu kırıp geçirmiştir. Hastalık Andları geçince güneye doğru yayılışı sırasında, Amerika kıtasındaki en korkunç ölüm oranına sebebiyet vermiştir. Aşılanmamış olan Yeni Dünya halkı, İnka toplumu da dahil olmak üzere üçte iki oranında azalmıştır.

          Fetihçilerin İnka tarihi ve medeniyetini saptırmış olmalarının yanı sıra, bazı İnkan’lar da mit ve efsanelerini Hıristiyan İspanyolların kulağına daha hoş gelecek şekilde sulandırıp çarpıtmayı yeğlemişlerdir.

          Bulaşıcı hastalığın yardımıyla ve Atahuallpa’yı baştan bozguna uğratmanın avantajıyla, Pizzaro, ona İspanya’da büyük servet kazanmasını sağlayan çok büyük miktarda İnka altınını ele geçirdi. Bu şekilde ordusunu takviye isteği kısa zamanda kabul gördü. Bu durum İnka İmparatorluğu’nun ve servetinin yok edilmesine yardımcı oldu. İspanyol kültür, din ve dili İnka kültürünün yerine geçti. Bugünlerde ise İnka âdetlerine ilişkin birkaç kırıntıya yerlilerde rastlanmaktadır.

          Huayna Capac’ın oğlu olan Manco CapacFrancisco Pizzaro tarafından 1534 yılında kukla hükümdar olarak taçlandırıldı. Manco Capac 1536’da kurtulup Cuzco’yu on ay süresince kuşattı fakat başarısız oldu. Bunun üzerine, Manco Capac sonraki sekiz yıl boyunca askerler ve yerleşimcilere karşı gerilla savaşı sürdürdü. Daha sonra hain bir saldırı karşısında, 1544 senesinde bir suikasta kurban düştü.  


MACHU PICCHU  -  (Quechua: Machu Pikachu, Yaşlı Tepe)

          Bu İnka yerleşim bölgesi deniz seviyesinin 2400 m üstündedir. Peru’da Urubamba vadisinin (ve nehrinin) üstündeki bir dağın tepesindedir (nehir bu noktanın aşağısında sert bir dönüş yapmaktadır) ve Cuzco’nun 80 km kuzeybatısındadır. Genelde İnka’nın Kayıp Şehri olarak bahsedilir. Machu Picchuİnka İmparatorluğu’nun en yaygın simgesidir. 1450 civarlarında inşa edilmiş olan bu şehir, yüz yıl sonraki İspanyol Fethi sırasında terk edilmiştir. Bu eski yerleşim Peru Tarihi Kutsal Alanı bölgesi yüzyıllar boyunca unutulmuş ve 1911’de, Amerikalı tarihçi Hiram Bingham, bu bölgeye tüm dünyanın ilgisini çekebilmiştir. O günden beri ziyaretçi akınına uğramaya devam ediyor. 1981’de (bölgenin zengin flora ve faunasına istinaden), 1983’te ise “UNESCO Dünya Mirası” (mimari açıdan eksiksiz bir başyapıt özelliğinden ve İnka medeniyetinin eşsiz kanıtı olmasından dolayı) ilan edilmiştir. Aynı zamanda “Dünyanın Yeni Yedi Harikası”ndan biridir (7 Temmuz 2007).

          Machu Picchu, cilalanmış kuru taş duvarlarla klasik İnka tarzında inşa edilmiştir. En önemli yapıları; İntihuatana (“Güneş-sırası”; İn ka medeniyeti tarafından astronomiye ilişkin, gökbilimsel bir saat olarak tasarlanmış olduğuna inanılır.) veya Güneş Tapınağı ve “Üç Pencereli Oda”dır. Bu yapılar arkeologlarca “Machu Picchu’nun Kutsal Bölgesi” olarak tanımlanan alanda bulunmaktadır.
          Machu Picchu, 1450’de inşa edildiği zamanlar İnka İmparatorluğuen görkemli dönemini yaşıyordu. Hiram Bingham’a göre, Güneşin Bakireleri’nin tinsel merkeziydi. Bir teoriye göre de burası İnka Llakta idi; fethedilen bölgelerin ekonomilerinin kontrol merkeziydi. Bir başka görüşe göre ise, bir saldırı durumunda İnkaaristokrasisinin en seçkinlerini koruma amaçlı inşa edilmiştir. John Rowe ve Richard Burger gibi akademisyenlerin başkanlığında yapılan araştırmadaki bulgular ise, Machu Picchu’nun İnka imparatorunun (Pachacuti) özel mülkü olduğu doğrultusundadır. Buna ilaveten Johan Reinhard, bu yörenin bilhassa kutsal peyzaj özelliklerine göre seçilmiş olduğuna dair kanıtlar sunmuştur. Bu duruma ilişkin bir örnek bu yerleşim alanındaki dağlardır ki, bunların sembolik ifadeleri astronomiye/gök bilimine ilişkin şifrelerle uyuşmaktadır.

          Bu hisar, İnka başkenti Cuzco’nun sadece 50 mil ötesinde bir konuma sahip olmasına rağmen, İspanyol istilacılar tarafından bulunamamış ve dolayısıyla da tahrip edilmemiştir. Yıllar içinde büyüyen bitki örtüsü ve orman bu bölgeyi kaplamıştır. Bingham ise 1911 yılında İnka’nın istilaya en son direnme noktası Vitcos şehrini ararken, Machu Picchu’da orijinal yapı sisteminde yaşayan Quechuan’lar tarafından bu bölgeye yöneltilmiş ve 1915 yılı boyunca kazıları yönetmiştir. Bingham, hayatı boyunca bu konuya ilişkin The Lost City of the Incas - İnkaların Kayıp Şehri gibi birçok kitap ve makale yazmıştır.

          Buradaki taş işçiliği ve yapı sistemi, araştırmanın sonunda, bir sonraki bölümde yer alan Blavatsky’nin seri makalesinin alıntılarında detaylı olarak anlatılmaktadır. Enteresan olan nokta ise HPB’nin söz konusu makale serisinin 1880’de, Machu Picchu’nun Binghamtarafında keşfedilmesinden 35 sene önce yazılmış olmasına rağmen, bölgedeki mimari tarzın anlatımıyla bire bir örtüşmesidir.    


PEÇENİN ARALANIŞI Helena Petrovna Blavatsky (A Land of Mystery - Bir Gizem Ülkesi ve Isis Unveiled - Peçesi Kaldırılmış İsis’ten alıntılar)

          Helena Petrovna Blavatsky[15]’nin Hindistan Aymar’da çıkarmış olduğu Theosophist dergisindeki Bir Gizem Ülkesi başlığı altında dört bölümden oluşan seri makalede (Mart, Nisan, Haziran, Ağustos 1880) eski Güney Amerika medeniyetlerine yer verilmiş ve gizem bir nebze de olsa aralanmıştır. HPB “Isis Unveiled” adlı eserinde gizemleri belli ölçüde aralamaya yönelmiştir. Hem söz konusu makalelerde, hem de bu eserde yer yer İnka medeniyetine de yer verilmiştir. Son olarak sizlere bunların bir kısmını aktarmağa çalışacağız.
Önce seri makalelerden başlayalım:

          “…. Etrafımızda eski izleri, eserleri dağılmış olan bu ulusların yüzeysel de olsa hikâyelerini biliriz. Ama bu durum Yeni Dünya ve Kuzey, Güney Amerika kıtası için tam olarak geçerli değildir. Orada bütün Peru sahili boyunca bütün Isthmus ve Kuzey Amerika’da Cordilleras kanyonlarındaAnd dağlarının geçit vermeyen vadilerinde ve bilhassa Meksika vadisinin ötesinde bir zamanlar güçlü olan şehirlerin ıssız harabeleri uzanır. Bunlar insanlığın zihninden silinmişler, adları bile yok olmuştur. Yoğun ormanlarda, geçit vermeyen vadilerde bazen 60 feet yerin altına gömülmüş, keşfedildikleri günden beri bilim için bilmece olarak kalmış, tüm araştırmaları boşa çıkarmış ve Mısır Sfenksi’nden daha suskun kalmışlardır.
          Amerika kıtası hakkında keşif öncesi zamana ait hiçbir şey bilmiyoruz; tam olarak hiçbir şey. Tarihi kayıtlar, hatta geçmişe kıyasla modern kayıtlar bile kalmamıştır; en eski yerli kabilelere ait geçmiş hadiseler, gelenekler de ortadan kaybolmuştur. Bizim cahil ve bilgisiz kaldığımız; harçsız taşlarla bu yapıları inşa eden ırklar, yüzlerce mil duvarları oyan tufan öncesi heykeltıraşlara ilham veren bilinmeyen ibadetler, abideler, yekpare anıtlar, sunaklar, tuhaf resim yazıları, bu insan ve hayvan grupları, bilinmeyen bir hayata ve kaybolmuş sanatlara ait resimler.....
          Bu yüzyılın başına kadar bu kadar değerli antik eserlerin varlığı bilinmiyordu. Başından beri istilacılar Amerika kıtasının antik servetleri ile meraklı gezginler arasına Çin Seddi çekmiştir. İstilacılar çeşitli sebeplerden dolayı bilimsel araştırmaya engel olmuştur. Cortez vePizzaro’nun din adamlarından müteşekkil ordularının tapınakların, sarayların, Meksika ve Peru’nun şehirlerinin görkemi hakkındaki coşkulu hikâyeleri bile çoktan gözden düşmüştür.
          Amerika Kıtasının Tarihi kitabında Dr. Robertson eski Meksikalıların evlerinin “en vahşi Kızılderili yerlilerinde olduğu gibi, yeşillik, çamur ve ağaç dallarından inşa edilmiş kulübeler” olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmiş ve İspanyol istilacıların ifadelerine dayanarak “Uçsuz bucaksız imparatorluk boyunca fetihten önceki döneme ait hiçbir anıt ve esere rastlanmadığı”nı iddia etmeyi bile göze almıştır! Doğrusunu ispat edip ortaya çıkarmak Alexander Humboldt’a düşmüştür. 1803’te bu seçkin ve bilgili gezgin sayesinde arkeoloji dünyası aydınlanmıştır. Neyse ki kanıtları ile gelecek kâşiflere öncülük etmiştir. Mitla’yı veya Ölüler Vadisini, Xoxichalco’yu, Cholula’nın azametli piramit tapınağını tasvir etmiştir. Onu StephensCatherwoodSquier ve Peru’da D’Orbigny ve Dr. Tschuddi takip etmişlerdir. O zamandan beri sayısız gezgin, ziyaretleri sonucunda bize birçok eski eser hakkında ince detaylar vermişlerdir. Fakat kimbilir daha nice keşfedilmemiş, bilinmeyen eski eser var.


KAYNAKÇA:
Heike Owusu, İnka, Maya ve Azteklerde SembollerHenri Favre, İnkalarJorge Angel Livraga, TebJorge Angel Livraga, Atlantis’in Son Prensi AnkorHelena Petrovna Blavatsky, A Land of Mystery - Seri makaleler, Theosophist: Mart, Nisan, Haziran, Ağustos 1880Helena Petrovna Blavatsky, Isis UnveiledTarmo Kulmar, On the Role of Creation and Origin Myths in the Development of Inca State and ReligionSir Clements Markham, The Incas of PeruPedro Sarmiento De Gamboa, History of the IncasGarcilaso De la Vega, El Inca - The First Part of the Royal Commentaries of the IncasPhilip Ainsworth Means, Ancient Civilizations of the AndesDonna Rosenberg, Dünya Mitolojisi, Büyük Destan ve Söylenceler AntolojisiTarmo Kulmar, On the Role of Creation and Origin Myths in the Development of Inca State and Religion:Busto I = José Antonio del Busto Duthurburu, I s.a. Perú Pre-Incaico. Lima: Editorial Universo S.A.Busto II = José Antonio del Busto Duthurburu, II 1981. Perú Incaico. Lima: Libreria Studium S.A.Federico Kauffmann Doig, 1991, Introducción al Perú antiguo. Lima: Editores Kompaktos.Antje Kelm, 1990, Grundzüge der Religionen des zentralen Andenraumes. Altamerikanistik: Eine Einführung in die Hochkulturen Mittel- und Südamerikas. Herausgegeben von Ulrich Köhler. Berlin: Dietrich Reimer Verlag.Tarmo Kulmar, 1989, Märkmeid totalitaarsest riigist. Vikerkaar, nr. 2.Tarmo Kulmar, 1999, Zum Problem des Kulturheros in der Inka-Religion. Mitteilungen für Anthropologie und Religionsgeschichte. B. 12, 1997. Münster: Ugarit-Verlag.María Rostworowski de Díez Canseco, 1988, História del Tahuantinsuyu. Lima: Instituto de Estudios Peruanos.Laurette Séjourné, 1992, Altamerikanische Kulturen. Frankfurt am Main: Fischer Verlag.Waldemar Espinoza Soriano, 1990, Los Incas. Economía, sociedad y Estado en la era del Tahuantinsuyo. Lima: Amaru Editores.                                                                                
Inca Garcilaso de la Vega, 1988, Comentarios reales de los Incas. T. 1. Lima: Editorial Mercurio S.A.


İNTERNET:
09-02-2008 www.sacred-texts.com/nam/inca/inca00.htm09-02-2008 www.sacred-texts.com/nam/inca/inca01.htm09-02-2008 www.sacred-texts.com/nam/inca/inca02.htm09-02-2008 www.sacred-texts.com/nam/inca/inca03.htm09-02-2008 www.sacred-texts.com/nam/inca/inca04.htm09-02-2008 http://folklore.ee/folklore/vol12/inca.htm09-02-2008 http://en.wikipedia.org/wiki/Manchu _Picchu09-02-2008 http://www.crystalinks.com/incan.html                 http://dergi.yeniyuksektepe.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder